조희
개 줄을 늘였다 줄였다 하면서
산책을 했다
전화가 울렸다
어떤 줄에 이끌리어 여보세요?
섬으로 이사했어
꼭 줄이 끊어진 너 같았다
작년 겨울 내가 낙엽처럼 구르던 날
너는 병원 중환자실에 누워 있었다
병원 복도 끝까지 구르며 누구 없어요? 소리쳐도
아무도 걸어 나오지 않던 복도에서는
어떤 줄이 내 목을 조이는 것 같았다
한참을 울었는데 그 줄이 나를 감싸는 듯했다
개 줄이 아닌데도 그랬다 아름다운 섬이 되기 위해
파도 끝으로 달려가는 어떤 불빛 같기도 했다
너를 두고 중환자실을 걸어 나오며
내가 나를 밀고 나올 때
그것이 나만의 보석인지도 모른다고 생각했다
누구에게도 들키고 싶지 않은
왠지 뜨거웠다 숨이 가빠서 손으로 목을 더듬었다
손에 잡히는 것은 넥타이뿐인데
무언가가 내 목을 조이고 있었다
지금도 알 수 없는 줄에 이끌리어
목에 감기는 것을 뒤로 젖히면서
개 줄을 늘였다 줄였다 하면서
산책을 하고 있다
지나다니는 말끔한 사람들은
모두 투명한 줄을 매고 있다
목과 몸통 사이를 잇는
긴 복도 같은
어떤 줄 하나가 사람들을 늘였다 줄였다 하면서
어디론가 끌고 가고 있다
줄을 잡은 손은 어디에도 보이지 않는다
-『내일을여는작가』, 2023년 봄호(통권 82호), 311~313쪽.
https://www.youtube.com/watch?v=sM1NmtASul4&pp=ygUQ7KGw7Z2sIOuEpe2DgOydtA%3D%3D

파덴 아타세벤 시인이
터키어로 번역하고
낭송하다!!
조희 <넥타이에 대한 변명>
-Cho Hee
ᅠ
Köpeğin ipini bir uzatıp bir kısaltarak
Yürüyüş yaptım
ᅠ
Telefonunum çaldı bilinmeyen numaraydı
Bir iple çekilip "alo?"
Adaya taşındım, dedin ipinden kurtulmuş gibiydin
ᅠ
Geçen kış düşen yaprak misali savrulduğum gün, sen yoğun bakımda yatıyordun hastane koridorunun sonuna dek savrulup kimse yok mu? diye bağırsam da kimsenin çıkıp gelmediği koridorda
Sanki bir ip boğazımı sıkıyor gibiydi
ᅠ
Bir süre ağlayınca ip beni sarıyormuş gibi geldi
Köpek ipi olmasa da öyleydi güzel bir ada olmak için
Dalgaların ucuna koşup giden bir ışığa da benziyordu
ᅠ
Seni bırakıp yoğun bakımdan giderken
Ben, beni itip kendimden giderken
Bunun yalnız bana ait bir mücevher olabileceğini düşündüm
Herkesten sakındığım
ᅠ
Birden ateş bastı nefesim kesilince boğazımı yokladım
Elime gelen şey yalnızca kravat olsa da
Bir şey boğazımı sıkıyordu
ᅠ
Şimdi de bilmediğim bir iple çekiliyorum
Boğazıma sarılı şeyi arkama atıp
Köpeğin ipini bir uzatıp bir kısaltarak yürüyorum
ᅠ
Yoldan geçen normal insanların hepsi şeffaf iplerle bağlıᅠ
Boyun ve vücudu birleştiren
Uzun bir koridor misali
ᅠ
Bir ip insanları uzatıp kısaltarak bir yerlere çekip götürüyor
İpi tutan else hiçbir yerde görünmüyor